Kilis’in tarihi ve kültürel zenginlikleri arasında önemli bir yere sahip olan Oylum Höyük, bu yaz da sıcak hava koşullarına rağmen kazı çalışmaları ile gündemde. Arkeologlar ve bilim insanları, yer altındaki tarihi kalıntıları gün yüzüne çıkarmak ve bölgenin geçmişine ışık tutmak için durmadan çalışıyorlar. Türkiye'nin en önemli arkeolojik alanlarından biri olan Oylum Höyük, özellikle Hititler, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılarıyla dikkat çekiyor. Kazıların devam etmesi, tarih meraklıları ve arkeoloji ile ilgilenenler için büyük bir heyecan kaynağı teşkil ediyor.
Oylum Höyük’teki kazı çalışmaları, her yıl olduğu gibi bu yıl da yerli ve yabancı birçok bilim insanı tarafından yürütülmektedir. Sıcak havadan olumsuz etkilenmemek için sabah erken saatlerde başlayan çalışmalar, öğle saatlerinde ara verilerek akşam saatlerinde tekrardan devam etmektedir. Kazı ekibi, alanın hem fiziksel hem de ruhsal olarak zorluklarını aşmak için oldukça dirençli bir tutum sergilemektedir. Kazı alanındaki çalışmalar, sadece arkeolojik kalıntıları değil, aynı zamanda bölgenin doğal güzelliklerini de keşfetmekte fayda sağlamaktadır.
Oylum Höyük kazı alanında yürütülen çalışmalar, eski medeniyetlere ait birçok eseri gün yüzüne çıkarmaktadır. Elde edilen buluntular arasında seramik parçaları, taş aletler ve madeni eşyalar yer almaktadır. Bu eşyalar, bölgedeki toplulukların yaşam tarzlarını, inançlarını ve ticaret ilişkilerini anlamaya yardımcı olmaktadır. Kazı başkanı, kazıların her yıl bir öncekine göre daha fazla bulgu sağladığını ve bu bulguların bölgenin tarihine dair önemli ipuçları sunduğunu belirtiyor. Elde edilen veriler, kilis şehir merkezinin tarih kapsamında yeniden değerlendirilmesine olanak tanımaktadır.
Bilim insanları, Oylum Höyük üzerinde yapılan çalışmalar sayesinde Türkiye’nin tarihsel sürecine dair yeni bilgiler elde etmeyi umuyorlar. 2023 kazı sezonunda elde edilen bulgular, bölgenin sosyal yapısını ve yerleşim alanlarını daha iyi analiz etme fırsatı sunuyor. Özellikle tarımsal faaliyetlerin nasıl yapıldığı, toplumun ne şekilde organize olduğu gibi konular üzerinde önemli sonuçlar alınabileceği ifade ediliyor.
Kazı çalışmalarının bir diğer önemli yanı ise, yerel halka ve öğrencilere yönelik düzenlenen etkinliklerdir. Kazı ekibi, buluntuların sadece bilim insanları için değil, aynı zamanda halk için de bir değer taşıdığını savunuyor. Bu kapsamda, kazı alanında halka açık günler düzenlenmekte; yerel okullar ve üniversitelerle iş birliği içerisinde eğitim programları gerçekleştirilmektedir. Böylece genç neslin arkeolojiye olan ilgisi artırılmakta ve tarih bilinci oluşturulmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'ni kazanan ekip, kazı çalışmalarının yanı sıra Oylum Höyük'ün tanıtımına da büyük önem vermektedir. Sağlık açısından risk oluşturan sıcak hava, kazı ekibinin yenilikçi yaklaşımlarla üstesinden geldiği bir engel olmuştur. Kazı başkanının ifadesine göre, “Hava koşulları zorlayıcı olsa da, tarihle buluşmanın vereceği haz bunun önüne geçiyor. Biz, tarihimize sahip çıkmak ve onu gün yüzüne çıkarmakla sorumluyuz” diyerek ekibin motivasyonunu ortaya koymaktadır.
Bütün bu çalışmalar, Oylum Höyük’ün UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması için büyük bir adım teşkil etmektedir. Bilim insanları, bu alandakilerin uluslararası alanda tanıtılmasının ve korunmasının sadece Türkiye için değil, dünya tarihinin bir parçası için de büyük önem taşıdığını vurguluyor. Oylum Höyük’teki kazı çalışmalarının başarı ile tamamlanması durumunda, bölgenin tarihi değerleri daha da ön plana çıkacak ve yerli-yabancı turistlerin ilgisini çekecektir.
Sonuç olarak, Kilis’teki Oylum Höyük’te süren kazı çalışmalarının, yaz sıcaklarına rağmen istikrarlı bir şekilde devam etmesi, hem arkeoloji alanında önemli bulgular elde edilmesine hem de kültürel mirasın korunmasına katkı sağlamaktadır. Geçmişle bugün arasında köprü kuran bu çabalar, Oylum Höyük’ün gelecekteki potansiyeli açısından son derece değerlidir. Oylum Höyük’ün sırlarını keşfetmek, yalnızca bilim insanları için değil, aynı zamanda tüm insanlık için büyük önem taşımaktadır.